24 Kasım 2022

GÜZ ÜZERİNE...

  


       Artık hasat mevsimini de geride bıraktık. Etrafta, sonbahar ayının müjdecisi bıraz ılık, biraz soğuk, düşen yaprakları sürükleyen hafif bir esinti var. Sabahki bulutlar yerini, zayıf bir güz sonrası güneşine bıraktı. Artık sarı yapraklı mevsim tüm belirtileriyle mahlukatın üzerinde tesirini gösteriyor.

    Eylül, tarihlere adını yazdıran, flimlere konu olan, aşık kanlarının kaynadığı, turnaların, hülasa göçmen kuşlarının tamamıyla güneye yöneldiği ay.  Yılın dokuzuncu ayı. Dokuzunda düşmanı İzmir'den denize attığımız ay. Sonbaharın ilk ayı Eylül.

      Hasat zamanında işten-güçten vakit bulamayan insanların coştuğu, gönül oyunlarının bol olduğu bir zaman. Kayadan kayaya telsizler konuşur, bu yakadaki meşe ağacının dibinden karşıdaki çam ağacının gölgesine telgraflar çekilir. O tepeden bu tepeye gönül telefonları açılır hep bu ayda.

        Sakızla ağacındaki bir serçe karşı ağaçtaki serçe kuşuna seslenişi gibi; kanları deli, elleri kınalı gençler karşıdan karşıya çaktırmadan şakırlar.

      Tarlasındaki güz işleriyle meşgul alan Anadolu insanlarının kalabalığından ve bütün araziye yayılışından dolayı, toprağa konmaya bir türlü cesaret edemeyen tabiatın çiçeği kuşlar, sonbaharın sakinliğinde, kimseye aldırış etmeden yerden yere sanki sıçrayarak uçuyorlar. Zaten etrafta insanlar pek nadir gözüküyor. Otların kurumasından ötürü karnını doyurmakta güçlük çeken büyükbaş ve küçükbaş hayvanlar, çareyi kafalarını çalıların arasına sokarak henüz daha yeni kurumakta olan otları atıştırmakta buluyorlar.

     Tahıl hasatlarından arpa ve buğdayı yerlerine yerleştirir yerleştirmez mısırlara koşan koşan köy halkı, kış belirtileri zuhur etmeden onları da halletmeye çalışarak, sararmış mısırlardan kozalarını ayırıp, saplarını merkeplere yükleyip kış için samanlıklara yerleştirme çabasındalar.

       Ortadereceli okulların ekseriyatla bu ayda açıldığından, anneler  babalar bir hayli karamsarlık içindeler sanki. Kitaplar, defterler ateş pahası. Ayakkabıların yanına varılmıyor.Takım elbiseler neredeyse işçi maaşının üçte biri kadar. Hele birde okula gidecek çocuklar birden fazla ise o ailenin vay haline.

        Ne olursa olsun yine de Eylül senenin en güzel aylarındandır. Çünkü onda tabiat büyük bir sessziliğe ve oturuşa geçmektedir. Biraz sonrada yerini, bir sonraki gelecek olan arkadaşına bırakarak, görevini hakkıyla yapmış bir erin savaş sonrası mutluluğuna kavuşacaktır.

Eylül 1988/

Bürnük Köyü/Karabük

Mehmet İNCİ 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder