24 Kasım 2022

AMBULANS KAÇTI? ÖLDÜ MÜ

      İETT Otobüsünde seyir halindeyiz. E 5 trafiği kilitlenmiş adeta. Otobüs tıklım tıklım. Kendini akıllı sananlar, emniyet çizgisinin de dışında direksiyon dansı yapmaktalar.

    Derken otobüsün içindeki yolculardan birinin can havliyle yüksek perdeden telefonda konuştuğu farkediliyor. Bayan sesi bu. Acısı dağlar kadar birisinin tüm dünyaya meydan okuması gibi.

    - Kızım ambulansı ara. 
    - Otobüsteyim. Allah'ım ben ne yapayım. 

    - Şoför Bey oğlumu araba çarpmış.

    - Şu otobüsü biraz daha hızlı süremez misin?

    - Öldü mü?

    - Ambulans kaçtı? 112 miydi?
    - Ne kadar da sıcak oldu bu otobüs!.
     112'yi kendi arayan kadın adeta okyanusta azgın dalgalarla boğuşuyor. Otobüsteki yolcular sessiz. Çıt çıkmıyor. Herkes sessizlik denizde kulaç atarken çaresiz kadına ve kaza geçiren oğluna dua'ya durmuş vaziyette. 

    Ne zor imtihan bu Allah'ım. Kendimi düşünüyorum. Henüz altı yaşımdayken geçirmiş olduğum trafik kazası aklıma geliyor. Bir temmuz yaz sıcağında YSE'ye ait koca koca sarı kamyonlar köyümüzde yol çalışması yapmaktadır. Nasıl olduğunu hala hatırlayamadığım o elim kaza vuku bulur. Rahmetli babaannem, beni o sıcakta yolda kanlar içinde görünce, aklını yitirmişcesine köyün dışına doğru en hızlı adımlarla koşmaktadır. Dilinden şu cümleler dokülmektedir.

    "Allah'ım. Ne olur torunumu bana bağışla".
     Babamla amcam ise tarlada ekin biçtikleri tırpanları bırakarak köye doğru koşabileceklerinin en hızlısını koşmaktadırlar. Köydeki bir komşumuzun aracıyla SSK Hastanesine kaldırırlar beni. Üç gün komadan sonra açarım gözlerimi.
     Telefonla 112'yi arayan kadının acı feryatları karşısında, otobüsün içerisinde çaresiz bir şekilde kaldığım anda, geçirdiğim trafik kazası sonrası, ailemin benim için çırpınışları, annemin ve babamın düçar olduğu korku, ızdırap, heyecan, o anda ne yapacağını bilemezliğin vermiş olduğu telaş ve babaannemin aklını kaybetmişcesine köyün arazilerinde koşması hatırıma geldi.
     Otobüs seyir halinde devam ederken ineceğim durağa geliyorum. Ve stop düğmesine basarak iniyorum. Aklım evladı için azgın dalgalara karşı koymaya çalışan annede kalıyor.
-Rabbim ne olur şu mübarek Ramazan Ayı hürmetine darda kalan bu aciz kuluna, bu anneye yardım ediver.
     Çünkü sen her şeye Kadir'sin.


06/07/2015

Pendik / İstanbul

Mehmet İNCİ

Uzay Çağı Öyküleri 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder