Soğuk bir kış günüydü. Henüz şafak sökmemişti. Yerlerde karların erimesinden mütevellit akan sular buz tutmuştu. Sabah Namazı Cemaati mescidlerden evlerine dağılmak üzereydi.
Dışarının soğuğu ile fırının sıcaklığı karşılaşınca camları buhar kaplamıştı. İşlerine yetişmek için koşuşturan insanlar pek seçilemiyordu.
Derken fırının kapısında, buharlı camın arkasında bir karartı belirdi. Fırın kapısını çalmaya başladı. Buhardan fırının içi görülmüyordu. Bir kaç kez daha çalındı kapı. İçerden bir nida duyuldu:
-"Daha açmadık fırını dayı".
29/02/2016
İstanbul Pendik
Mehmet İNCİ
Uzay Çağı Öyküleri
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder