Salondaki koltuğa oturmuş, televizyondan akşam haberlerini izliyor, gündemi takip etmeye çalışıyordu. Gün boyu ayaktaydı. Tüm vücut azaları sanki anlaşmışlar gibi hep beraber ağrıyordu. Özellikle ayak tabanları ve bacakları, onlardaki ağrı diğerlerinden biraz daha fazla idi. Akşam yemeği hazırlanmış ve ailecek sofranın etrafına oturmuşlardı. Evin hanımın hazırladığı o müthiş yemeklerin tadı, lezzeti ne kadar güzeldi. Fabrikadaki yemekler, ev yemeklerinin yanında ne kadar da tatsız tuzsuz diye düşündü. Bu kadar güzel ve leziz yemek yaptığı için hanımına teşekkür ederek sofradan kalktı ve salondaki koltuğa uzun oturmuştu.
Televizyon haberleri hiç de iç açıcı değildi. Ölümler, öldürmeler, silahlar, bombalar, savaşlar, saldırılar, pusular, parçalanmış insan cesetleri. Kan kokan, barut kokan haberler. Hiç hoşuna gitmedi bu haberler. Morali bozuldu. Zaten yemeği de biraz fazla kaçırmıştı. Sonrasında midesi gaz yapmış, oldukça rahatsızlık veriyordu. Hışımla televizyon kanalını değiştirdi. Türkülü şarkılı bir program açtı. Morali yerine gelmişti. Söylenen her türkü moralini bir kat daha artırıyor, ağrılarını an be an azaltıyordu. Lakin midesindeki sıkıntı devam ediyor, kıvranma ivmeleri artıyordu. Maden suyunun mide rahatsızlıklarına ve hazım sorunlarına iyi geldiğini duymuştu bir arkadaşından. Mutfakta sofrayı kaldırmaya çalışan hanımına, midesinde hazım sorunu yaşadığını ifade ederek, tüm avazıyla selendi.
-Hatun. Acele maden suyu gönder.
06/07/2025
Mehmet İNCİ
Uzay Çağı Öyküleri
Pendik/İstanbul



